Anneannesinin hastaneye, annesini emmesi için getirdiği Konsolosuma yattığımız kattaki tüm doktor ve hemşireler hayranlıkla bakıyordu.
Ya annem, güzel anneciğim, benim için hayatını alt üst etmişti. Evine uğramıyordu, benim evimde kalıyor, babamı akşamları bizde ağırlıyor ve sonrasından Konsolosuma kendini adamış vaziyette tüm gün onunla ilgileniyordu. Sarp konusunda yaşadıklarımı yüreğime sığdıramadığımda bana en çok desteği veren, güçlü durmayı öğreten, cesareti, meydan okumayı her şeyi bana çoktan öğretmişti bile. Annemin ve babamın bana verdiği bu özgüven sayesinde tüm zorlukları tüm inişlere çıkışlara rağmen nasıl da sırtlamayı başarmıştım, o halime şu anda ben bile hayret ediyorum.
Anneme baktığı her seferde büyük bir vicdan azabı duyuyorum hala. Onun hayatını bir anda nasıl alt üst ettiğime bakıyor ve üzüntüsünün miktarını düşündüğümde bunları o yaşta nasıl da kaldırıyor diye sormadan edemiyorum kendime. Bir yanı bana diğer büyük bir yanı Sarp’ a kahroluyordu. Sarp onun için ne kadar büyük anlamlar ne kadar büyük değerler ifade ediyordu, kelimelerle anlatmak gerçekten çok güç. Yıldığım zaman, anneme bakarak ondan çok güç aldım, hem benim bozulmuş sinirlerime tahammül ediyor, hem Sarp için her gün yeni bir şeyler araştırıp yapmamız için bizi sürekli itiyor, teşvik ediyor hem de bozulan aile düzenine rağmen dimdik ayakta duruyor. O dünya üzerinde eşine gerçek anlamda nadir rastlanabilecek bir anne, işte bu benim annem dedirtiyor bana her yaşadığım kötü olay karşısında...